11 Nisan 2007 Çarşamba

merhaba arkadaşlar

bugün sizedoğu illerimizden mardini tanıtacağız.
Bir Doğu masalı Mardin
Eski zamanlara ait ihtişamını özenle koruyan Mardin, Diyarbakır Havzası ile Kuzey Mezopotamya Ovası’nı birbirinden ayıran eşikte kurulmuş özgün ve masalsı bir kale kent...
Mardin, Diyarbakır Havzası ile kuzey Mezopotamya Ovası’nı birbirinden ayıran eşikte, gökyüzüne komşu bir kalenin eteklerine kurulmuş bir taş kent. Zamansızlığı ve sonsuzluğu saklayan uçsuz bucaksız bir ova denizine nazır hazine sandığı; geceleri deniz görünümüne bürünen, sabahları ise gündüz düşleri kurduran bir masal diyarı... Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi pek çok değere ev sahipliği yapan ve tarihten bize kalan en değerli miras olan Mardin, pek çok şaire esin veren ve “Kartal Yuvası” olarak da adlandırılan Mardin Kalesi’nde doğmuş. Önceleri kale sınırları içindeki birkaç yüz haneden oluşan kent zamanla büyümüş ve kalenin dışına taşmış. Mezopotamya Ovası’nı izlemek için en iyi mekân da, kalenin eteklerine inşa edilen, dilimli kubbeleri ve oya gibi işlenmiş taş kapısıyla Zinciriye Medresesi’nin kubbeli çatısı. Zamanında rasathane olarak kullanılan bu medresenin eşsiz manzarasını, Mardin’deki camilerin en eskisi ve görkemlisi olan Ulu Camii ve damla motifli bezemeleri ve kemerleri ile dikkat çeken minaresi tamamlıyor. Kentin ara sokaklarının ve eski evlerin arasında kaybolmadan önce yapacağBir Doğu masalı Mardin
Eski zamanlara ait ihtişamını özenle koruyan Mardin, Diyarbakır Havzası ile Kuzey Mezopotamya Ovası’nı birbirinden ayıran eşikte kurulmuş özgün ve masalsı bir kale kent...
Mardin, Diyarbakır Havzası ile kuzey Mezopotamya Ovası’nı birbirinden ayıran eşikte, gökyüzüne komşu bir kalenin eteklerine kurulmuş bir taş kent. Zamansızlığı ve sonsuzluğu saklayan uçsuz bucaksız bir ova denizine nazır hazine sandığı; geceleri deniz görünümüne bürünen, sabahları ise gündüz düşleri kurduran bir masal diyarı... Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi pek çok değere ev sahipliği yapan ve tarihten bize kalan en değerli miras olan Mardin, pek çok şaire esin veren ve “Kartal Yuvası” olarak da adlandırılan Mardin Kalesi’nde doğmuş. Önceleri kale sınırları içindeki birkaç yüz haneden oluşan kent zamanla büyümüş ve kalenin dışına taşmış. Mezopotamya Ovası’nı izlemek için en iyi mekân da, kalenin eteklerine inşa edilen, dilimli kubbeleri ve oya gibi işlenmiş taş kapısıyla Zinciriye Medresesi’nin kubbeli çatısı. Zamanında rasathane olarak kullanılan bu medresenin eşsiz manzarasını, Mardin’deki camilerin en eskisi ve görkemlisi olan Ulu Camii ve damla motifli bezemeleri ve kemerleri ile dikkat çeken minaresi tamamlıyor. Kentin ara sokaklarının ve eski evlerin arasında kaybolmadan önce yapacağınız en iyi seçim, Mardin’i ve Mezopotamya Ovası’nı uzaktan seyretmek. ınız en iyi seçim, Mardin’i ve Mezopotamya Ovası’nı uzaktan seyretmek.